finansal piyasalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
finansal piyasalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Alın Verin Ekonomiye Can Verin...

Özel sektörü temsil eden bazı kuruluşlar geçen hafta yeni bir kampanyaya imza attılar. Ekonomik faaliyetlerin durgunluk ivmesinde sürüp gitmesi kişisel harcamaları kısıcı yönde etki göstermekte iken proje reklamlar aracılığıyla iş ve finans dünyasının tanınmış simalarını kullanıp talebi uyarmayı amaçlıyor.Özel sektörün her zamanki yaratıcılığını kullanıp tüketimi teşvik etmesi üretim konusundaki kanamayı durduracak türden değil. İşin kamu tarafı ele alınırsa şu ana kadar uygulanan para ve maliye politikaları birbirleri ile tutarlı olmaktan uzak, sadece kamu finansmanını rahatlatıcı özelliğe sahip olma konusunda birbirleri ile eşgüdüm içerisinde.

Merkez Bankası, faiz silahını kullanmayı enflasyonun düşüşüne bağlamış iken çerçevesi çizilmeden yürürlüğe konulmuş politikalar tuhaf sonuçlar yaratmaya gebe. İşsizlik ve kapasite kullanım oranları ile büyüme rakamları daralmayı teyit etmeye devam ettiği halde piyasada borsa rekor kırıyor, dolar dibe çekilmiş, faizler ise yerlerde sürünüyor. Üretmeyen bir ülkenin borsası rekor düzeyde yükseliyorsa orada ekonomi dışı etkenleri tahlil etmek gerekir.Kişisel düşüncem kardan zarar eden yerli ve yabancı büyük yatırımcılar gene yelkenleri dış rüzgarla şişirip piyasadan ellerini bir süreliğine çekecekler. Sebepleri ise oldukça basit olacak,bu bahaneler;ya baskın bir genel seçim ya da Kürt Açılımı ile siyasi ortamın gündemi altüst etmesi.

Dünya Krizi finansal kesimde başlayıp üretim kesimine sıçramış iken bizde tam ters bir durum sözkonusu.Reel kesimin kredi musluklarının kapalı olduğu, üretimin azalarak da olsa küçülmeye devam ettiği bir ortamda finans kesimini zorlaması ihtimal dahilinde.Ferdi kredi ve kredi kartı borçlarını ödemekte güçlük çekenlerin sayısı her ay 120-130 bin artarken bankaların bu durumu sürdürmesi ise mümkün değil.Teşbihte hata olmaz; pansuman benzeri tedbirler ameliyatlık hastayı gitgide komaya sokuyor. Yakın zamanda imzalanacak bir IMF anlaşması bile kaybettiğimiz çok değerli 1 yılı geri getirmeyecek.Bunun yanında ekonominin kanı olan paranın bir kaç elde toplandığı gerçeği, yaratıcı kampanyalarla çözülemeyecek kadar katılık arz ediyor.

25 Ağustos 2009 Salı

U,W Hangisi?

Ne zamandır gazete haberleri ve makaleleri okuyarak sizlerle fikirlerimi paylaştım. Bugün okuduğum bir haberde "Bay Kıyamet" namıyla anılan iktisatçı Roubini, yaşanan durgunluğun çift dipli yani W şeklinde olabileceği ihtimalini dile getirmiş.Kriz tahmininde bulunarak ün kazanan Nouriel Roubini , finansal kesimde başlayıp dünyayı saran küresel bunalımın alacağı biçimi tasvir etmeye çalışırken, Avro Bölgesi'nin motor gücü Almanya ile Fransa, Brezilya, Japonya, Hindistan, Çin gibi ülkelerde toparlanmanın daha çabuk olacağını öngörüyor.

Gelir dağılımının bozuk olması,2001 sonrası ABD'nin küresel işgal politikaları, finansal araçlara ulaşmadaki kolaylığa nazaran türev piyasalarda hiçbir denetlemenin yapılmaması, sosyal devletin içinin boşaltılması ile kronik işsizlik Batı tipi vahşi kapitalizmi krize mahkum etti.Yaşananlarda hiçbir dahli olmadıkları halde gelişmekte olan piyasalar ve geri kalmış ülkeler krizin kurbanı olarak bir kenara not edildiler. Şimdi oturmuş, herkes ABD'deki verilerin düzelmesini bekliyor,durgunluk bitince sanki her şey eskisi gibi olacakmış gibi.Emek harcamadan akıl almaz karlar edinilen, çalışanların fakirliğe mahkum edildiği bir dönem artık sona erdi. Tasarruf yapmayan, üretmeyen, ürettiğini adil paylaşmayan küresel dönem sonunu kendi elleriyle getirdi Aslında yaşananlar kriz öncesi kriz idi.

Ekonomiye yönelik parametrelerimizi değiştirmedikçe durgunluğu derinleşerek yaşamaktan başka olası bir yol görünmüyor.Sorun bizim gibi kerameti kendinden menkul yarı aydınların anlayamayacağı kadar yaygın ve karmaşık bana kalırsa.Ama benden size bir şey daha, insanca bir dünyada yaşamak istiyorsak mevcut durumu kabul edemeyiz.