Pakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos 2009 Cuma

Afganistan Batağı...

George Soros şu sözü söylemiş "Türkiye'nin en büyük ihracat kalemi askeridir" diye. Haklı, ABD AfPak Temsilcisi Richard Holbrook ve ardından Rasmussen ziyaretleri Afganistan'a daha çok muharip Türk askeri istemek amaçlı.Gerekirse ISAF komutanlığı ülkemize verilerek asker gönderme sorumluluğumuz arttırılacak. Seçimlerden yeni çıkan savaş yorgunu Afgan halkı sevdiği Türk askerini karşısında eli silahlı görmek istemez,kendi iç hesaplaşmalarına karışmak Kore'de, Somali'de yapılan hataları tekrar etmek olur. Üstelik El-Kaide ve Taliban hiç olmadığı kadar güçlü pozisyonda iken.Hamid Karzai seçimleri kazansa bile ABD güdümlü olması onu herhangi bir seçenek olmaktan çıkarıyor.Muhalefet ise Pakistan'da olduğu gibi Taliban merkezli bir ayaklanma içerisinde. Öldürülen Mesud'ud yerine başka bir Mesud getirilmek isteniyor, bu konuda atılan dış adımların esas amacı Pakistan'ın istikrarsızlaştırılması.

Obama'nın iç politikadaki desteği azalıyor,müttefikler düzeyinde ise balayı dönemi bitmiş durumda. Küresel Kriz'in tüm ülkelerin iç sorunlarına odaklanmasına yol açması ile son 10 yılın savaşları artık küresel menfaat kavgasını yerelleştirerek iç çatışmalar boyutuna taşıyacak.ABD, Irak'tan yakasını sıyırmaya çalışırken sıra Afganistan'a geliyor.Sorumluluklarını yıkmak istediği en önemli güç ise Türkiye. İngiltere ve diğer ülkelerin, NATO'nun en büyük ikinci ordusundan daha fazla asker göndermesi için ABD'yi sıkıştırması kendileri açısından mantıklı gözüküyor.

Tüm bu yaşananlar , bizler zamanlaması hatalı bir Kürt Açılımı ile meşgul olurken Dünya'da iyice derinleşen kriz+savaş bunalımının kıyımıza bıraktıkları.Hormonlu bir büyümenin esiri olmuş, borç batağı içerisinde refleksleri zayıflamış bir Türkiye tablosu düşmanlara cesaret veriyor.Zaten müttefiklerimizi sayarsak düşmana ihtiyacımız pek görünmemekte.

11 Haziran 2009 Perşembe

Afganistan Parçalandı Sıra Pakistan'da...

2001 yılındaki işgalden önce de Afganistan iç savaş ve işgal gerçeğini tüm acılarıyla yaşamıştı. 1979 tarihli S.S.C.B. saldırganlığı ve buna karşılık ABD'nin Yeşil Kuşak projesi Taliban ve El-Kaide'nin filizlenmesine yol açtı. Ülkedeki karmaşık etnik gruplar, aşiretler, uyuşturu baronları, çevre ülkelerin siyasi emelleri... gibi unsurlar iç savaş koşullarını belirledi. Savaş döneminin düşman devleti S.S.C.B. yenilip ülkeyi terkettikten sonra da bölgedeki husumetler devam ederek şimdiki yok oluş tablosunu önümüze getirdi.

Soru şu: Sırada Pakistan mı var? Kasım ayında Bombay saldırılarının -Pakistan kökenli El-Kaide'ye yakın- Leşker-i Tayyibe tarafından yapıldığı biliniyor. İki ülke arasında Keşmir Sorunu, sınır anlaşmazlıkları, nükleer güce sahip olma ve o gücü kullanma konusundaki rekabet ilişkileri gergin tutuyor. Navaz Şerif'in ana muhalefet lideri olarak ülkesine geri dönmesi, buna karşılık Asaf Ali Zerdari'nin zayıf idaresi altında Svat Vadisi'nde Pakistan Taliban'ına yönelik kanlı operasyonlar iç siyaseti açmaza düşürmüştür. ABD'nin zorlaması ile yapılan Svat Operasyonu ülkeye daha fazla kan ve gözyaşı getirecek.Bu dengede İran'ı unutmamak gerek; çünkü zayıf bir Pakistan, İran için tercih sebebidir.

Sadece 1 ayda, 2 milyon insan iç savaş nedeniyle göçmen durumuna düştü. Afganistan'da güçlenen Taliban Pakistan'da da istihbarat örgütünün desteği sayesinde varlığını koruyor. Ekonominin zayıf olduğu, sosyal hayatın din odaklı aşırılar tarafından kısıtlandığı, hukuk ve demokrasinin seçkinler elinde oyuncak haline getirildiği Pakistan, ABD dostluğunun diyetini ödüyor olmasın?