Taraf Gazetesi'nin geçen haftaki haberi ile gündemimiz kıyasıya değişti. Diğer önemli gelişmeler geri planda kaldı veya bırakıldı. Gerçek olup olmadığı kanıtlanamayan bir belge üzerinden darbe, demokrasi ya da siyaset tartışmaları yapmak anlamsız kalıyor bana kalırsa. 10 sene sonra geriye dönüp baktığımızda zamanımızı,enerjimizi, kaynaklarımızı vb. ne kadar gereksiz konulara harcamış olduğumuzu acı bir şekilde hatırlayacağız, tabii hatırlamak istersek. Merak ediyorum Türkiye'de demokrasi önündeki yegane engel TSK ve onu gönüllü destekçileri mi? Sıkıştığımızda askerlere gelin, daha ne duruyorsunuz diyenler biz değil miydik? Kimse üzerine almaz, anımsamak istemez o günleri. Biz sadece gündüz gözüyle kötü rüya görüyoruz.
Ekonomik demokrasi yaşanmıyor ülkemizde,zengin ve yoksul arasındaki uçurum giderek açılıyor.Gelir dağılımını daha adil nasıl yaparız sorusu yıllarca cevapsız bırakıldı.Türkiye'de liberalizm çarpık bir biçimde uygulanıyor, Küreselleşme ülkeye refah değil, sefalet getiriyor ne zamandır. Ekonominin dayandığı ilkeler rekabet, girişimcilik, verimlilik , yenileşme ya da üretim değil, rant paylaşımı, ağır işleyen bürokrasi, iş piyasası katılığı, eğitimsizlik, fiyatların pahalılığı gibi bize özgü haller.
Özgür siyaset şeffaflık, hesap verilebilirlik,halka açıklık,yenilikleri takip etme gibi unsurlardan oluşuyor bana kalırsa. Ekonomik altyapının dayandığı kriterler ne kadar halka yakın olursa siyaset bizde de parti politikaları ya da lider kaprislerinden ibaret kalmaz. Önümüzde 25 yıldır askere havale edilen bir Doğu Sorunu var. Kürtlere kızarak, köy yakarak, çete kurararak, çocukları hapse atarak çözülmez bu sorun.
Dünya'yı yeniden şekillendiren borç krizi bizi dışarıda bırakmayacak.Ortadoğu siyasi haritası bir daha çizilirken Türkiye kendi yönünü kutuplar arasından bir tanesini tercih etmek zorunluluğunda kalarak tespit edemez.Çok kutuplu uluslararası siyaset 21. yüzyılın 20. yüzyıldan çok daha fazla çatışma ve savaş içereceğini ortaya koydu. Doğal kaynaklara ulaşım, dini ve etnik kırılmalar, birbirine düşman halklar, açlık, hastalıklar gelecek resmi kanla bulayacak ne yazık ki. Daha özgür Dünya, daha özgür Türkiye çağdaş sol politikalar ile kurulabilir.Bu gidişle muhafazakarlık yaparak açlığa ve çatışmaya talim edeceğiz.Üretilen gelir herkese yeter , yeter ki adil paylaşmaya razı sınıflar ve bu sınıfların sesini duyan demokrat siyasetçiler olsun.
Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Haziran 2009 Cumartesi
19 Haziran 2009 Cuma
Neye Tarafsınız?
Yaşanan ekonomik bunalımın siyasete sıçramaması eşyanın tabiatına aykırı olurdu. Taraf Gazetesi'nin son haberi tarafını ilan etmişlerin kozlarını yeniden paylaşacakları, merkez üssü Ankara olan rant kavgasını yeniden sahneleyecek. Türkiye'de kişi başına en fazla mevduat düşen ilin Ankara olduğunu öğrendim: Rüşvetin belgesi olmaz ama mevduatı olur tabii.Seçilmiş iktidar ile atanmışların savaşında öne çıkan, yeni Anadolu burjuvazisinin eskisini altetme planından başka birşey değil.
Türkiye muhafazakarlaştırılırken sermaye bir o kadar tekelleştirildi 80'li ve 90'lı yıllarda. Koç,Sabancı, Eczacıbaşı,Karamehmet,Şahenk'lerin... yerine Ülker, Albayrak,Boydak aileleri devşirildi, üretilen artı değer yoksul sınıflardan ziyade haksızca sermayedarlara aktarılıyordu. Bunun adını da koymuştuk yüksek enflasyon...Hayali ihracatcıların, bankerlerin, tefecilerin, vurdumduymaz hükümetlerin hortumlamalarıyla yaratılan bütçe açığı ve borç sarmalı en haksız vergi türü olan yüksek enflasyonla ikame edildi. Tüketimle şahlanan talebe arz yetişemiyor ayın sonunu getiremeyenler borçlanarak bankaların, tefecilerin ya da varlık yönetim şirketlerinin insafına kalıyorlardı 2000'li yıllarda.
Bizi aldatıyorlar... Sahnede sergilenen oyun rant paylaşım kavgasından başka birşey değil. Buradan bakınca paranın özne, insanların nesne olduğu bu gölge oyunu koca koca adamların en kutsal değerleri ayaklar altına aldığı rezilce bir tezgah. Halkımız iki tarafa da inanmasın. Taraf Gazetesi'nin de dış istihbarat servislerinin psikolojik savaş taşeronu olduğuna biraz ihtimal versin, en azından ben böyle düşünüyorum.
Sivil demokrasi gazete haberleriyle değil alt/orta sınıfa daha fazla öncelik veren ekonomi politikalarıyla gelişir.
Türkiye muhafazakarlaştırılırken sermaye bir o kadar tekelleştirildi 80'li ve 90'lı yıllarda. Koç,Sabancı, Eczacıbaşı,Karamehmet,Şahenk'lerin... yerine Ülker, Albayrak,Boydak aileleri devşirildi, üretilen artı değer yoksul sınıflardan ziyade haksızca sermayedarlara aktarılıyordu. Bunun adını da koymuştuk yüksek enflasyon...Hayali ihracatcıların, bankerlerin, tefecilerin, vurdumduymaz hükümetlerin hortumlamalarıyla yaratılan bütçe açığı ve borç sarmalı en haksız vergi türü olan yüksek enflasyonla ikame edildi. Tüketimle şahlanan talebe arz yetişemiyor ayın sonunu getiremeyenler borçlanarak bankaların, tefecilerin ya da varlık yönetim şirketlerinin insafına kalıyorlardı 2000'li yıllarda.
Bizi aldatıyorlar... Sahnede sergilenen oyun rant paylaşım kavgasından başka birşey değil. Buradan bakınca paranın özne, insanların nesne olduğu bu gölge oyunu koca koca adamların en kutsal değerleri ayaklar altına aldığı rezilce bir tezgah. Halkımız iki tarafa da inanmasın. Taraf Gazetesi'nin de dış istihbarat servislerinin psikolojik savaş taşeronu olduğuna biraz ihtimal versin, en azından ben böyle düşünüyorum.
Sivil demokrasi gazete haberleriyle değil alt/orta sınıfa daha fazla öncelik veren ekonomi politikalarıyla gelişir.
18 Haziran 2009 Perşembe
Siyasette Taraf Darbesi...
Asker ile hükümet arasındaki bilek güreşi muhalefetin devreye girmesiyle artık körebeye dönüşmüş durumda. Ordu içersinde darbe meraklısı unsurların varlığı herkesin bildiği bir sır, Taraf Gazetesi'ne Genelkurmay'daki yeni cunta haberi servisini yapanlar kuşkusuz bu gerçeğin de farkında. İzninizle biraz paranoyak olmak istiyorum, çatışmanın arka planında istihbarat örgütlerinin hakimiyet mücadelesi olmasın sakın? Gizli elleri yeniden harekete geçiren sizce ne olabilir ? Ergenekon Davası boyunca MİT'in adını ne kadar duydunuz? Tuncay Güney'i güvenli evlerde saklayan kim? Kanımca Aydınlık tipi bir gazete olan, yaptığı kışkırtıcı haberlerle adını duyuran Taraf kimin kullandığını bilemediğim bir maşa.Gene patolojime sığınıyorum ; Gazete'nin sahibi Alkım Yayınları, Genel Yayın Yönetmeni bildiğim kadarıyla Yasemin Çongar-Milliyet'in eski Washington Temsilcisi- sevdiğim yazarlardan Ahmet Altan'da kadroda. Asker kaynaklı atlatma haberlerini iç veya dış istihbarat unsurlarından aldıkları Darbe Belgesi'nin varlığı kadar açık.Bu sebeple Taraf'ın tarafsızlığından şüpheliyim.
Siyasi iktidarlar çalkantılı dönemlerde istihbarat örgütlerini halka ve muhalefete karşı kullandı. Dış ve iç istihbarat unsurları her zaman ajandalarında hassas bölgeleri içeren çok taraflı yeni senaryolar barındırırlar. Dünya, yepyeni ve çok kutuplu bir düzene giderken Ortadoğu'da tesbih tanesi gibi ülkeler iç savaş ya da çok taraflı kışkırtmalar yaşamakta:İran, Pakistan, Afganistan, Irak, Lübnan, umarım olmaz ama yakında da Türkiye var...
Üretmeyen ve daralan ekonomimiz, siyasi hayatı darbe iklimine kolaylıkla sokuyor. Ankara'da taşlar yerinden oynarken askeri demokrasimiz asgari müştereklerde anlaşamayan TARAF'ların komplo planlarına daha ne kadar tahammül edebilir?
Siyasi iktidarlar çalkantılı dönemlerde istihbarat örgütlerini halka ve muhalefete karşı kullandı. Dış ve iç istihbarat unsurları her zaman ajandalarında hassas bölgeleri içeren çok taraflı yeni senaryolar barındırırlar. Dünya, yepyeni ve çok kutuplu bir düzene giderken Ortadoğu'da tesbih tanesi gibi ülkeler iç savaş ya da çok taraflı kışkırtmalar yaşamakta:İran, Pakistan, Afganistan, Irak, Lübnan, umarım olmaz ama yakında da Türkiye var...
Üretmeyen ve daralan ekonomimiz, siyasi hayatı darbe iklimine kolaylıkla sokuyor. Ankara'da taşlar yerinden oynarken askeri demokrasimiz asgari müştereklerde anlaşamayan TARAF'ların komplo planlarına daha ne kadar tahammül edebilir?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)