Yunanistan, geçen gün ıssız bir adaya asker çıkarıp neden Türk gazetecilerini tutuklar? Neden Rum Yönetimi , Kıbrıs müzakerelerinde anlaşmaz tarafı oynadığı halde Türkiye'yi biteviye suçluyor? Ege Denizi'nde petrol arama çalışmalarının uluslararası hukuk ayağının sakat olduğunu bildiği halde komşumuz! neden ısrarla bu oyunu oynar? Sorular, sorular...
Ermeni Açılımı'nın hüsrana uğradığını, Kürt Açılımı'nı da aynı akıbetin beklediğini göz önüne alırsak Ortodoks Kuşağı'nın bizleri sardığı coğrafi alanda komşularla sıfır problem politikası imkansızın diplomaside ikrarıdır. Kıbrıs gibi Akdeniz'e çıkış noktamız olan bölgeyi hatalı adımlarla pazarlık konusu yapmak AB üyeliğini garanti etmez. Rumlara limanlara açmak,mülkiyet konusu ve garanti anlaşmasını tartışmak mantıksızlığın şahikasıdır. Başkalarının ağzına bakarak adımlar atmak onurunuzun tartışılır olmasını sağlamaktan başka bir sonuca yol açmaz.
ABD ve AB odaklı stratejiler Türk Dış Politikası'nın Mustafa Kemal merkezli teorisine ihanettir. Dünyada yaşanan değişimin bizleri geçmişin tutsağı yapmasından öte söylediklerim.Bağımsızlık, milli menfaatlerini tüm gücüyle korumak, komşularına saldırıya maruz kalma dışında her zaman barış elini uzatmak ve rasyonel olmak benim Atatürkçü diplomasiden anladığım. Demokrat Parti'den itibaren başlayan Amerikan Sevdası, modernleşemeyen bir halkın ağzı açık hayranlığının sonucu.Muhafazakarlık adı altında sürdürülen çağdaş normlardan uzaklaşma çabasının diplomasiye yansıması tüm yaşananlar.Aynı zamanda hayatını kul olarak sürdürmek isteyenlerle birey olarak sürdürme arzusu taşıyanlar arasındaki kavgadır bu.
4 Ağustos 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder