9 Haziran 2009 Salı

Nereye Gidiyoruz?

Hayatta karşılığı olan en önemli iki şey bana göre özgüven ve sevgidir ... Bireylere güven veren, onlara değerli olduklarını hissettirerek yaşam kalitelerini yükselten her iktidar halk nezdinde kuvvetli kalırlar. İktidar ancak bu şekilde muktedir olabilir.

AKP iktidarında ekonomide güven unsuru yaratan iki çapa vardı: AB ve IMF... Dış kaynaklı olan bu unsurların yerine güven arttıran reformları uygulamaya koyamadık, dış rüzgarlarla yelkenleri şişirdik. 2004 Yerel ve 2007 Genel Seçimleri ile halk desteğini yanına alan iktidar ne adil ve kalıcı vergi politikalarını hayata geçirebildi ne de üretim ekonomisini teşvik etti. Arsız bir küresel iştaha karşılık ihracat arttı, buna karşılık ithalat patladı. Durgunluk kapımızı 2006 yılından itibaren çalmaya başlamıştı. Siyasetteki puslu hava ekonomiyi de etkiledi, kimse gelecek hakkında istikrarlı tahminde bulunamıyordu. ABD'de patlak veren tut-sat krizi bizi ikili kıskaca soktu ve kendi zaaflarımızın yarattığı durgunluğa bir de küresel kriz eklendi. Son olarak 2009 Yerel Seçimleri ile siyasi açıdan daha da zayıflayan AKP, IMF ve AB ile anlaşmazlıklar yaşıyor. Ekonomik gerilemeye karşılık torba yasalar olarak anılan yamalı tedbirler güven yaratamıyor ne yazık ki! Son teşvik paketi de geciken ancak yaraya merhem olabilecek olumlu bir adım. Önümüzdeki günlere rengini verecek olaylar ise siyaset merkezli olacak.

Ekonomik altyapı tüm Dünya'yı şekillendirirken Türkiye bu altüst oluşun dışında kalmayacak. Bizleri hızlı,üzücü ve zor günler bekliyor olabilir. Toplumsal yozlaşma ise bugünleri daha da zorlaştıracak. Bana ülkemin durumu şöyle betimlenebilir: Kaptansız ve dümeni kırık bir gemi kayalara doğru hızla yaklaşıyor.Kriz daha yeni başlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder